Etiketler

cüneytCHP’yi kendi haline bırakırsanız içinde öylesine çok hizip barındırıyor ki kendi kendini çok rahat halledebilecek potansiyele sahip

O kafa bu sefer TBMM’de kafasını uzattı. Hangi kafa demeyin, o kafayı hepimiz tanıyoruz. Dersim’e Dersim denildiği için homurdayan kafa… Başörtüsünden umacı yaratan, üniversitelerde ikna odaları kurup aklınca başörtüsü sorununu çözmeye çabalayan kafa. Andıçların üzerine atlayıp gazetecilere “Alçakları tanıyalım” yazıları döşenen kafa… Laiklik, laiklik, laiklik demekten başka bir şeyi bilmeyen o malum kafa… İşte o kafa dün TBMM’de başını uzatıp bu sefer Türk ulusu ile Kürtlerin asla eşit olamayacağını muştulamış. Elbette yenilir yutulur bir laf olmadığı için millet ayaklanınca hatta işi CHP’den istifa etmeye kadar götürenler olunca (ki bu da tuhaf ve aşırı bir tepki) mecburen bir U dönüşü başlamış. Binbir dereden su getirerek “Ben aslında öyle dememiştim”ler de nafile.

İsterseniz burada bir duralım.

Aslına bakarsanız sizlere şöyle dört dörtlük bir CHP eleştirisi yazıp işi CHP’nin neden bölünmesi gerektiğine, hatta Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP’nin neden iktidar olmayacağına kadar getirecektim. Gelin görün ki CHP üzerine yazmanın, bitmek bilmeyen hizipleri anlatmanın ne kadar sıkıcı olduğunu fark ettim. Heyecan sinirleri alınmış bir parti üzerine ne kadar kalem oynatsanız az kalıyor. Üstelik bir de kimi okurlardan “Bunları iktidara yazamıyorsun” azarı işitmek işin cabası olarak yanınıza kâr kalıyor.

Bence CHP’ye yönelik herhangi bir şey yapmaya gerek yok. Mesela Kılıçdaroğlu’nu rahatsız etmek için kardeşinin bekçi olarak çalıştığı şirkete vergi denetimi göndermek gibi işgüzarlıklara kalkmak tam da “CHP’nin aradığı bir göz, AK Parti verdi iki göz” durumları yaratıyor. Bu tür işgüzar dalkavuklukları Başbakan Erdoğan’a yaranmak için yapanlar varsa bilmeliler ki bunlar sadece ama sadece CHP’nin elini güçlendiriyor.

Oysa CHP ile uğraşmak için dışarıdan bir müdahaleye gerek yok. CHP’yi kendi haline bırakırsanız içinde öylesine çok hizip barındırıyor ki kendi kendini çok rahat halledebilecek potansiyele sahip.

Baksanıza Türklerle Kürtler eşit değilmiş. Bunu diyen sosyal demokrat halkçı bir partinin milletvekili.

Te Allahım ya…

Yazının Devamı İçin Tıklayınız

Cüneyt ÖZDEMİR / Radikal

***

mehmet_yilmazMehmey Y Yılmaz / Hürriyet

Adım adım bölünmeye

CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in TBMM’de anadilde savunmaya imkân tanıyan tasarının görüşmeleri sırasında söylediği “Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz” sözleri “demokrat” (vazgeçtim sosyal demokrat olmasından) olduğunu iddia eden bir parti için utanç vesilesi olmalı.

Güler sözlerini açıklamak için bin dereden su getiriyor, ama bu bin dereden gelen su bu ayıbı temizlemeye yetmez.

Anadilde savunma hakkı ile ilgili olarak CHP’nin parlamentoda çizdiği görüntü bir sosyal demokrat partiden çok devletçi–otoriter sağ bir partiye uyardı.

CHP gerçekten bir sosyal demokrat parti ise izleyeceği yol özgürlüklerin gelişmesinin yanında olmaktı, çağdışı milliyetçi kavramlarla özgürlüklere karşı çıkmak değil.

CHP’ye bu parlamentoda düşen görev demokratik hakların, özgürlüklerin savunulması ve bunun için iktidarın sıkıştırılması olmalıydı. Tam tersi bir yolda gitmekte ısrar ediyorlar.

İdeolojik ayrılıkların üzerini ne kadar örtmeye çalışırsanız çalışın bunlar bir yerde su yüzüne çıkar ve çatışmalar kaçınılmazdır.

Öyle görünüyor ki CHP bir kez daha bölünecek.

İktidar partisinin muhalefet endişesi olmadan rahatça at oynatabildiği bir ülkede belki böylesi daha iyi olacak.

Bu bölünmeden gerçekten halkçı ve demokrat bir parti çıkabilir mi bilemiyorum. Ama her halde sonuç, başı bir yere, kuyruğu başka bir yere çekiştiren bir partiden daha iyisi olacaktır!

Yazının Devamı İçin Tıklayınız

****

Taha Akyol-1Taha Akyol / Hürriyet

CHP ve Kürtler
İZMİR milletvekili Birgül Ayman Güler, “Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz” diye konuştu. PKK hareketi bu sorunu “demokrasi” bağlamında değil, “eşitlik” bağlamında dayatırken, CHP’li vekilin de bu sorunu “eşit olamaz” bağlamında ele alması vahim bir hatadır.

Birgül Hanım, tepkilerle karşılaşınca “ulus” ve “milliyet” kavramlarının farklı olduğuna dair ‘kitabi’ izahlara kalktı…

Demek ki sözleri “izaha muhtaç”tı! Daha kötüsü, kitabi kavramlar ne olursa olsun, belli ki  Birgül Hanım, Kürt vatandaşlarımızın duyguları hakkında bir algıya sahip değil. Onun için duyguları tahrik etti, CHP örgütlerinden tepkiler geldi.

CHP’yi birleştiremeyen bu anlayış, Türkiye’yi nasıl birleştirir?

Yazının Devamı İçin Tıklayınız

Mahmut ÖvürMahmut Övür / Sabah

CHP’nin ‘çağdaş’ ırkçıları

CHP yine karıştı. Karışması da doğal… Çünkü birbiriyle taban tabana zıt fikirlerin bir partide “ortak” siyaset geliştirmesi mümkün değil.
CHP’liler kendilerine yöneltilen eleştirilere kızıyor ama Hasan Bülent Kahraman hocanın dediği gibi CHP’yi böylesine “şizofrenik” bir partiye dönüştüren bizzat kendileri.
Çok uzağa gitmeye gerek yok. En son Nihat Matkap dönemini hatırlayın. CHP bugünkü kadar kaotik bir durumda değildi.
Normalleşen bir CHP, son kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nun tercihiyle birbirinden çok farklı düşünen kesimleri partiye doldurdu.
Bir anlamda siyasi cinlikle, iki kesimi birbiriyle kavga ettirerek “küçük iktidarı“nı korumak istedi ama olmadı, olmaz da…
Nihayet Kılıçdaroğlu son çıkışıyla CHP’nin ulusalcı çizgiye teslim olduğunu ilan etti.
Bizim altı okumuzdan biri milliyetçilik.
Türkçesi ulusalcılık. Elbette ki ulusalcıyız.

CHP’liler farkında değil ama bu çıkışla Başbakan Erdoğan‘ı haklı çıkardıkları gibi bir dönem “Kızılelma koalisyonu” yapan marjinal solun “ulusalcılık” tuzağına da düşmüş oldu.
Bunun neye yol açacağının en çarpıcı örneğini önceki gün Meclis’te gördük. Ana dille savunma hakkı görüşülürken bakın CHP’li Birgül Ayman Güler ne diyor: “Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz.
CHP ve MHP sıralarından alkışlar… Bu mu insanı öne alan sosyal demokrat düşünce?
Açıkça nefret suçu işleyen Güler, bu ülkeye derin acılar yaşatan 1930’ların Esat Mahmut Bozkurt zihniyetini hatırlatıyor.

Yazının Devamı İçin Tıklayınız

****

oktayOktay Gönensin / Vatan

Irkçılıkla solculuk

CHP Genel Başkanı birkaç gün önce “hem ulusalcı hem sosyal demokrat“ olduklarını beyan etti.

Hem ırkçı, devletçi ruhla özgürlüklerden korkanlar, hem de insanların eşitliğine inanan, herkes için özgürlük isteyen, her türlü ayrımcılığa karşı olanlar CHP’de bir arada durmaya çalışıyor.

CHP üst yönetiminden bir kişi Genel Başkan’ın zihin karmaşıklığına açıklık getirdi, parti programı uyarınca Türklerle Kürtlerin eşit olamayacağını ifade etti.

29 Ekim’de askerlere “cumhuriyete siz sahip çıkmıyorsunuz biz çıkmak zorunda kalıyoruz“ diye seslenen CHP İl Başkanı da ulusalcı demokrasi anlayışını açık olarak ifade etmişti. En büyük ilin başkanı da yerinde duruyor.

Irkçılarla solcuların bir arada varolmaya çalıştıkları bir siyasi parti belki de dünyada bir tek bizde mevcut.

Milliyetçi, devletçi anlayışın solculuk sanıldığı başka bir ülke bulmak mümkün değildir.

Yazının Devamı İçin Tıklayınız